Mesane kanseri

Mesane kanseri

   Mesane içi boş balon gibi bir organdır, görevi idrarın depolanmasıdır. Mesanenin duvarı yaklaşık 3-5 mm kalınlığında olan üç tabakadan oluşmuştur. Bu tabakalardan ortada olanı kas tabakasıdır, bu tabaka sayesinde mesane depoladığı idrarı üretra adı verilen kanal aracılığıyla dışarı atılması için basınç uygulayarak, dışarı atılmasını sağlar. Bu tabakayı dıştan saran zara seroza, içten saran ve depolanan idrar ile temas halinde olan mesane tümörlerinin geliştiği tabakaya mukoza adı verilir. İdrar ile atılan kanserojen maddeler zaman içinde mukoza hücrelerinin genetik yapısının bozulmasına ve kanserleşmesine neden olabilir.

   Mesane kanseri sağlık bakanlığı verilerine göre ülkemizde, erkeklerde 4 , kadınlarda 13. sıklıkta görülen tümördür. Mesane kanserlerinin yaklaşık % 98’ i mesane mukozasını döşeyen hücre olan ürotelyal  hücrelerden köken aldığı için ürotelyal tümör olarak adlandırılır. Diğer mesane tümör tipleri skuamoz hücreli tümör, adeno kanser, küçük hücreli tümör ve sarkom olabilir ancak bunlar oldukça nadirdir.

   Mesane tümörüne eğilimi artıran nedeler arasında;

1- Sigara: Mesane tümörlerinin yaklaşık yarısının sebebidir.

2- Bazı endüstriyel kimyasallar mesane kanseri eğilimini artırır. Dolayısı ile deri-kauçuk-boya-yazıcı, tekstil sektörlerinde çalışanlarda artmış risk vardır. Mesane kanserlerinin yaklaşık % 10’ unu bu sektörlerde çalışanlar oluştururlar. Bu işyerlerinde çalışanlar aynı zamanda sigara içiyorlarsa çok yüksek risk altındadırlar.

3- Şeker hastalığı tedavisinde kullanılan pioglitazon içeren ilaçlar ve bazı bitki takviyelerinde bulunan aristoloşik asit mesane kanseri riskini artırırlar.  

4- içme suyunda ki arsenik miktarının yüksek olması

5- Yetersiz su içilmesi

6- Kronik enfeksiyonlar, idrarı boşaltamayan hastalarda uzun süreli sonda kullanımı.

7- Doğumsal mesane defektleri

8- Bazı genetik hastalıklar ve aile hikayesi

9- Daha önce özellikle siklofosfamid içeren kemoterapi alınması.

10- Pelvis ( Leğen kemiği ) bölgesine alınmış radyoterapi

   Mesane tümöründe en sık görülen şikayet ağrısız, idrarda kan görmedir. Sık idrara çıkma, ağrılı idrar da şikayet olarak görülebilir. Şikayetler ve sonrasında yapılan tetkikler ile mesane tümöründen şüphelenildiğinde öncelikle lokal anestezi altında fleksıbl sistoskopi veya genel anestezi altında sistoskopi yapılır. Tümör sistoskopide görüldükten sonra endoskopik olarak tümör dokusu mesanenin kas tabakasını içerecek şekilde temizlenir. Bu dokudan gelen patoloji sonucu bundan sonra ki tedaviyi belirler. Patolojiden gelen sonuca göre mesane tümörü kas dokusuna ilerlememiş ( yüzeysel ) ve kas dokusuna ilerlemiş ( derin ) olarak iki alt sınıfa ayrılıp tedavisi planlanır. Kas dokusuna ilerlememiş tümörler mesane tümörlerinin yaklaşık % 75’ ini oluşturur ve tedavi edilebilir tümörlerdir. Kasa ilerlememiş tümörlerde patoloji sonucuna göre sadece sistoskopi kontrolleri ile hasta izlenebilirken, yine patoloji sonucuna göre bazı hastalarda sistoskopi kontrolüne ek olarak mesane içine kemoterapi veya immunoterapi ile hem izlem hem tedavi yapılabilir.

    Kas dokusuna ilerlemiş mesane tümöründe hastalığın bir başka organa yayılıp yayılmadığı tedavi planlamasında önemlidir. Bunun için hastalığın yayılıp yayılmadığının incelenmesi için tomografi, Mr görüntüleme, kemik sintigrafisi, PET-CT gibi tetkikler istenebilir. Herhangibir organa yayılmamış hastalarda organ koruyucu, parsiyel sistektomi adı verilen mesanenin yalnız tümöral bölgesinin çıkarılması işlemi yapılabilir. Eğer hastalık herhangi bir organa yayılmamış ve organ koruyucu cerrahiye uygun değilse tedavi standart olarak sistektomi  ( mesanenin alınması )  +  üriner diversiyon ( İdrar torbasının çıkarılması sonrası idrarın vücut dışına alınabilmesi için yapılacak işlemler ) operasyonudur. Bazen tümör mesanenin dışına çıkmış, lenf bezlerine ulaşmış ancak başka organa yayılmamış ise önden kemoterapi ve sonrasında sistektomi + üriner diversiyon işlemi yapılabilir.

Adres

Nurol Tower İzzetpaşa Mah, Yeni Yol Cad. D: Kat 5 No:505, 34387
Şişli / İstanbul